Bugün 12 Ocak 2014...
Bir koca çınarı daha
uğurladık bu sabah, sonsuzluğa... Işıklar içinde yatsın.
Anadolunun başı sağolsun.
Halet Çambel'in ardından söylenecek çok şey var.
En iyisi kendi cümlelerinden onu dinlemek...
1957-1960 yılları arasında, Karatepe'de bir ilki
başlatmıştır Halet hoca... Taa o zaman. Ve
arkeolojide 'yerinde koruma ' modelini gerçekleştiren ilk arkeolog
olmuştur. Üstü kapalı açık hava müzesi oluşturmak ilk onun fikriydi.
Şöyle anlatıyordu o günleri :
"1950'lerin başlarında hükümet Karatepe'deki eserleri
yerinden kaldırıp, bir müzeye taşımak istediği zaman buna karşı çıktım. İki
tonluk bir heykelin, yol olmayan bir yerde nakli nasıl yapılsın? "Yerinde
Koruma"nın önemini yetkililere anlatmaya başladım."
Halet hoca anlatıyor :
Karatepe
"Burası Toroslar'ın güney eteklerinde, Çukurova'nın kuzeybatı
köşesinde, dağlık, tepelik bir arazi içerisinde. Bir tarafı Andırın Ovası, bir
tarafı tepelerden epeyce ayrıldıktan sonra Çukurova'ya iniyor. Adana'nın 125 km
kuzeydoğusunda, Osmaniye'nin 40 km ve Kadirli'nin 21 km doğusunda. Akyol adında
tarihi bir kervan yolu üzerinde bulunuyor. Bu yolla, güney ovalarından,
Andırın, Göksu ve Pınarbaşı'na kadar gidiyor kervanlar. İç Anadolu'ya mamul
malzeme götürüyorlar, kumaş vs.; oradan da demir, bakır, kurşun, gümüş gibi
değerli madenler alıp geri dönüyorlar. Toroslar'da zaten yol veren birkaç yer
var, bir tanesi ünlü Gülek Boğazı; biri Kozan yönünden giden yol; bir de bu
Andırın-Göksu-Pınarbaşı yolu. Diğer yandan, Azatiwataya ormanlık bir arazide
kurulmuş ve Ceyhan Irmağı'na da (tarihi Pyramos) hâkim konumda.
(...)
Burası daha önceleri hiç bilinmiyordu. Biz Prof. Bossert'le
Toroslar'da Hitit dönemine ait çalışmalar için gelmiştik. Bir gece Feke
civarında tipiye tutulduk ve bir köyde kaldık. Köydeki çobanlar Kadirli'de,
Karatepe'de bir aslan başı gördüklerini söyleyince, tipiden sonra buraya geldik
ve burada bütün yamaç aşağı doğru tarihi eserlerle doluydu, yıllarca bunları
topladık ve bir araya getirdik.
(...)
Bu parçanın, başka bir şekilde diğer başka parçalarla bir
araya gelmeyeceği ortada. Bir artı bir eksi parça var, bunları bir araya
getirmek için geceleri yatarken aklımıza geldiğinde karpit lambalarını yakar,
hemen o parçaları bir araya getirirdik"
Ve 1936 Berlin olimpiyatları... İlk kadın Türk sporcu...
1936 yılında Berlin'de yapılan olimpiyatlara eskrimci olarak
Türkiye'den katılan ilk kadın sporcudur.
Olimpiyatlarlar sırasındaki Adolf Hitler anısını şöyle
anlatır :
"O sırada Fransa'da idim ve Türkiye'ye dönmem
gerekiyordu. Ama Berlin'deki Olimpiyatlara katılmak için Budapeşte'ye gelmem
söylendi. Bir Alman yüzücü kız bizim grubumuzun yardımcısıydı. 'Sizi Hitler'le
tanıştırayım' dedi. Biz de, bunun gerekli olmadığını söyledik."
Başta söylediğim gibi Anadolu insanının, Anadolu
coğrafyasının başı sağolsun... Işıklar içinde yatsın, bu büyük bilim insanı.
Ve son bir not :
Bu ileri yaşta hala yılın altı ayı Karatepe'de geçirmesinin
nedeni sorulduğunda Halet Çambel'in cevabı
net ve kesindir:
"Bu işe elli yıl önce başladım ve bitirmeden onu
bırakmam."
...
Kaynak : İstanbul Kadın Müzesi